Yıllar önce bir danışanım, ergenlik çağındaki kızları ile ondan 6 yaş küçük kardeşinin bir türlü anlaşamadığını, halbuki kardeşi, kızları istediği için dünyaya getirdiklerini anlatmıştı. Ve anne sormuştu “Ne yapalım şimdi?”
Bu ve benzeri bir çok hikayeye rastlamak mümkün. Anne ve babalar, dünyaya bir çocuk getirmek gibi son derece ciddi ve büyük bir kararın sorumluluğunu diğer çocuğun omuzlarına yüklüyorlar bazen. “O istedi.”
Öncelikle kardeşin gözünden durumun nasıl göründüğüne dikkat çekmek istiyorum. Siz son derece sevilerek, istenerek dünyaya getirildiğinizi düşünüyorsunuz. Biricik olduğunuza dair inancınız tam. Ancak birden bire sizinle didişip duran büyük kardeşinizin arzusu ile dünyaya geldiğinizi öğreniyorsunuz. Yani o istemeseymiş, siz şu an burada olmayacakmışsınız. Üstelik, sizi pek de istiyor gibi görünmüyor şu anda. Ne hissedersiniz?
Muhtemelen hayalkırıklığı. Hayalkırıklığının getirdiği öfke. Ve tüm bunlarla başedebilmek için geliştirilen, kendinize, dünyaya dair şemalar.
Büyük çocuğun gözünden bakalım. Siz bir arkadaş istiyorsunuz. Tüm arkadaşlar gibi birlikte istediğiniz oyunları oynayabileceğiniz, oyuncaklarınızı paylaşıp onun oyuncaklarından da faydalanabileceğiniz, vakit geçirebileceğiniz ve elbette bozuşursanız evinizden gönderebileceğiniz. Bir kardeşin de tüm bu ihtiyaçlarınızı karşılayacağını düşünüyorsunuz. Sonra anneniz size bir kardeşiniz olacağının müjdesini veriyor. Önce mutlu oluyorsunuz. İşte istediğiniz oldu. Hem de siz istediniz diye oldu. Ancak zaman geçip de annenizin karnı büyümeye başladıkça sizi eskisi gibi kucaklayamıyor oluyor. Hatta eskiden yaptığı gibi sizi sırtına bindirip gezdirmesi artık eskide kaldı. Bu sinirinizi bozuyor.
Oysa sürprizlerin büyüğü ile kardeşinizi gördüğünüzde karşılaşıyorsunuz. Bu minicik, sürekli ağlayan, altına yapan ve pis kokan şey de ne? Sizin hayal ettiğiniz şey bu değildi. Hele de annenizi bir an bile bırakmıyor olması…Bu kadarı da fazla. Hemen geri gitmeli bu kardeş ve başka bir tane gelmeli. Hayır aslında vazgeçtiniz, siz 3 kişi gayet iyisiniz. Ne? Geri gidemiyor mu? Nasıl olur? Üstelik anneniz ve babanız onu sizin istediğinizi söylüyor. Bir saniye. Onları hayalkırıklığına mı uğrattınız istemediğinizi söyleyerek? Sanki seslerinde bir sitem var? Evet size sitem ediyorlar, bunu nerede görseniz tanırsınız. Yoksa artık sizi sevmekten vazgeçip bu küçük yaygaracıyı mı sevecekler? Bu sitem onunla mı ilgili? İşte şimdi çok kaygılandınız. Belki onun gibi davranırsanız, sizi sevmeye devam etmelerini sağlayabilirsiniz. Kardeşinize çok öfkelisiniz aslında. Ama duyduğunuz kadarıyla bu da hoş değilmiş. Kardeşe öfkelenilmez, kardeş kıskanılmazmış. Of ne yapacaksınız? Kendinizi çok çaresiz hissediyorsunuz…
Tekrar çocuk sahibi olmak yaşı kaç olursa olsun evdeki çocuğa yüklenemeyecek kadar önemli bir karardır. Eğer bu sorumluluğu “Oğlum/kızım çok istiyor, İleride birbirlerine destek olurlar, Arkadaşlık ederler” gibi nedenlerle çocuğunuza bağlıyorsanız, yeni bir çocuğa hazır olup olmadığınızı tekrar gözden geçirmelisiniz.